
Ankara Radyosu
20.5.1943, Perşembe
Saat: 20.45
Devlet Konservatuvarı
Temsil Bayramı konuşmaları
No. 3
Cevad Memduh Altar
Sayın dinleyenlerim,
Bu yıl yedi yaşına basan Ankara Devlet Konservatuvarı, bize Garp [Batı] müzik edebiyatının önemli eserlerinden biri olan “Satılmış Nişanlı” operasını da tanıttı. İlk önce bu ders yılı içinde sahneye konan bu güzel halk operası, Konservatuvarımızın 1939-1940 ders yılından beri oynadığı operaların dördüncüsüdür. Bu takdirde Konservatuvar Tiyatro Şubesi tarafından temsil edilen tanınmış sahne eserlerine muvazi [paralel] olarak Opera Stüdyosu artistleriyle talebeleri tarafından sahneye konan bu dört eserden birincisi, Mozart gibi bir müzik dâhisinin 13 yaşında bestelediği bir perdelik “Bastien ve Bastienne” operası; ikincisi, son asrın tanınmış İtalyan bestekârı Puccini’nin “Madam Butterfly” operası; üçüncüsü, müzik sanatının en büyük dâhisi Beethoven’in ilk ve son sahne eseri olan “Fidelio” operası; dördüncüsü de, Konservatuvarın Mayıs başından beri devam eden Temsil Bayramı münasebetiyle bu akşam Ankara Halkevi sahnesinde tekrar edilecek olan, Smetana’nın “Satılmış Nişanlı” operasıdır.
Müessesenin Tiyatro ve Opera Şubeleri Şefi Profesör Carl Ebert’in idaresi altında sahneye konan bütün bu eserler, bize bir yandan Garp müzik edebiyatının muhtelif bölümlerinden gelen sahne eserlerini tanıtırken, diğer yandan Garp sahne müziğinin güzel Türkçemizi de kazanmış olmasına bizleri sevindirmektedir. Çünkü, sayın dinleyenlerim, son yıllar içinde mütehassıslar tarafından yapılan esaslı, sistemli tetkikler, denemeler, güzel Türkçemizin prozodi ilminin icap ettirdiği gramere göre işlendiği takdirde, Garbın en yüksek dilleri kadar Garp müziğine intibak edeceği hakkındaki kanaatimizi doğrulamıştır. Hattâ birçok Garp dillerinin bünye bakımından güzel Türkçemiz kadar Garp müziğine intibak edemediğine de bizleri inandırmıştır. Bu itibarla günün birinde Türk ruhundan doğacak olan bir opera livresini bizlere öz Türk operası olarak sunacak biricik sanat muhiti olan Konservatuarımız, bu akşam, dünyanın bütün sahnelerinde de yaptığı gibi müzik sanatının başka bir güzelliğini kendi dilimizle sahneye koyuyor. Geçen asrın büyük Çek bestekârı Bedrich Smetana’nın çok sevilen bir eseri olan “Satılmış Nişanlı” operasını oynamakla, repertuvarının en önemli eserlerinden bir başkasını da bize tanıtıyor.
Sayın dinleyenlerim, büyük bestekâr Smetana’nın “Satılmış Nişanlı” operası, yani Çekçe adıyla “Prodaná Nevêsta” operası, muhtelif kollara ayrılan Slav müziği içinde Orta Avrupa Çekya sanatının hususiyetlerini gösteren güzel bir folklor eseridir. Vatanına, milletine çok bağlı olan Smetana, sanat kudretini yalnız millî ideali uğrunda harekete getirmiş, eserlerinde yalnız vatanının güzelliğini terennüm etmiş, operalarında Çek halkının, Çek köylüsünün âdetlerini, ananelerini, yaşama neşelerini anlatmak istemiştir. Onun bu güzel operasında en basit bir ruh haleti içinde kendini gösteren köylü tipleri, hattâ bütün çehreler arasında bizlere vakit vakit çok basit, çok gülünç görünen tipler, Smetana’nın bütün kalbiyle bağlandığı Çek köylü psikolojisinin en saf, en temiz taraflarını bizlere tanıtmaktadır.
Sayın dinleyenlerim, bu güzel operaya hakim olan mevzua gelince: Vaka zamanımızda Çekya’nın bir köyünde geçer. Mevsim yazdır, ekinler sararmıştır. Bir yortuyu kutlamaya hazırlanan köy kızları, köy kadınları hep bir ağızdan “Niçin biz eğlenmeyelim mademki sıhhat vermiş Tanrımız” şarkısını çağırırlar. Diğer taraftan köyün güzel kızı Marjenka, Yenik adlı bir genci sevmektedir. Bu delikanlı Miha adlı zengin ve mülk sahibi bir zatın ilk karısından olan oğludur. Yenik üvey anası tarafından birçok yıllar önce evden atılmıştır. Aynı zamanda güzel Marjenka, sevgilisi Yenik’in Miha’nın oğlu olduğunu bilmez. Bundan maada köyde yaşlıca bir evlenme kılavuzu da vardır. Bu adamın adı Ketsal’dır. Ketsal her şeyden önce kendinde fazlasıyla bulunduğunu vehmettiği keskin zekâya inanmaktadır. Marjenka’yı mütemadiyen Miha’nın ikinci karısından olan pepeme Vaşek’e peşkeş çekmektedir. Hattâ bu hususta her iki taraftan senet almak suretiyle bu evlenmenin bir an önce olup bitmesini temin etmeye çalışmaktadır.
Ailesi tarafından bu işte süratli bir karara varmaya zorlanan zavallı Marjenka, nihayet başka bir sevdiği olduğunu itiraf eder. Bu durum karşısında anası, babası ve kılavuz şaşırırlar, zekâsına fazla güvenen evlenme kılavuzu Ketsal bu müşkülü de halledeceğini sanır. Marjenka’nın sevdiği erkeği kastederek, henüz vakit geçmemiştir, bir başka kadın bulsun o, der. Genç kızı sevgilisinden vazgeçirmeye ahdeder. Diğer taraftan saf ve pepeme Vaşek, anasının babasının ve evlenme kılavuzu Ketsal’ın kendisine almak istedikleri Marjenka’yı tanımadığı halde, bu genç kıza aşkla bağlanmıştır. Bu vaziyeti öğrenen Marjenka ise, Vaşek kendisini şahsen tanımadığı için, bu saf pepeme delikanlıyı nişanlısından, yani kendisinden soğutmaya çalışır. Tabii Marjanka’ya benzeyen başka bir kadının kendini sevdiğini, Marjenka başka birini sevdiği için, şayet zorla onunla evlenecek olursa genç kızın ihanet edeceğini söyler. Böylelikle Vaşek’i henüz yüzünü görmediği Marjenka’dan, yani kendisinden soğutmaya muvaffak da olur.
Nihayet köyün birahanesinde Marjenka’nın sevgilisi Yenik ile evlenme kılavuzu Ketsal karşılaşırlar. Bu sefer Ketsal Yenik’i Marjenka’dan vazgeçirmeye çalışır. Ve ona “bir çift inekle bir danası, çok tavuğu ve çok domuzu, hem de küçük bir tarlasıyla yepyeni bir dolabı” olan bir genç kızı peşkeş çeker, hattâ Marjenka’yı reddederse biraz para vereceğini de ona vaat eder. Tam o sırada Yenik’in aklına bir muziplik gelir; kurnaz delikanlı Ketsal’ın bütün tekliflerini kabul eder görünür, bu duruma göre Yenik sevgilisini, yani Marjenka’yı satmaya karar verir. Nihayet pazarlık yapılır, 300 liraya sulh olurlar. Şu şartla ki, Yenik Marjenka’dan vazgeçecek, fakat buna karşılık Marjenka mutlaka Miha’nın oğluna varacak, hattâ bu evlenme olduktan sonra Marjenka’nın zavallı babası Kurşina’nın Miha’ya olan bütün borçları da ödenmiş sayılacak. Fakat unutmamalı ki, sayın dinleyenlerim, Yenik Miha’nın öz oğludur. Böylelikle kurnaz delikanlı kılavuz Ketsal’ın hiç haberi olmadan Marjenka’yı bir an önce vermiş olduğu imzalı satış senediyle büsbütün kendine mal etmiştir. Ketsal’a gelince, o zekâsıyla hallettiğine inandığı bu işten pek memnundur.
Bu anlaşmadan biraz sonra birahaneye gelen köy delikanlıları, köyün kızları hadiseyi öğrenince Yenik’e fena halde kızarlar. Bütün vaziyete için için gülen akıllı delikanlıya hep birden şu sözleri haykırırlar:
Sevdiğini sattı
300’e
Ne ucuz şey bu
Ayıp, ayıp, yuha
Diğer taraftan Marjenka, sevgilisi tarafından 300 altına satılmış olduğunu işitir. Bu hale çok müteessir olur, hattâ sevgilisinden intikam almak azmiyle pepeme Vaşek’e varmaya karar verir. Nihayet son perdede köy halkıyla evlenme kılavuzu, Marjenka, Vaşek, Marjenka’nın babası ve anası, Yenik’in babası, Miha, bunun ikinci karısı Harta görünürler. Kılavuz Ketsal, Marjenka’yı Vaşek’e temin edebilmiş olmasından dolayı gösterdiği büyük zekâya kendi de hayrandır.
Tam o sırada Yenik görünür. Miha çoktandır görmediği oğlunu derhal tanır; üvey ana Harta’nın bu işe fena halde canı sıkılır. Ne çare ki elde bulunan senet Marjenka’nın Miha’nın oğluna verilmesini icap ettirmektedir. Nitekim Yenik de Miha’nın ilk karısından olan öz oğludur. Hattâ bu vaziyet karşısında Yenik her şeyden önce elde bulunan imzalı senede göre sevgilisi Marjanka’ya her zaman için tasarruf etmek hakkını da haizdir. İşte meselenin içyüzünün bu şekilde meydana çıkması bütün işleri sırf zekâsıyla halletmiş olduğuna inanan evlenme kılavuzu Ketsal’ı fena halde şaşırtmıştır. Zavallı kılavuz bu işten kurtuluşu ancak oradan uzaklaşmakta bulur. Artık herkes bu işin içyüzünü anlamıştır. Herkes Yenik’in keskin zekâsına hayrandır. Marjena ile Yenik sevinç içinde birbirlerine kavuşurlarken koronun şu sözleri teganni ettiği işitilir:
Çok iyi bir iş oldu
Bu zafer aşkın hakkı idi
Çok güzel bitti dava
Artık yapılsın düğün
Ey sevgi yaşa
Ve perde kapanır.
Sayın dinleyenlerim, Orta Avrupa Slav dünyasının köy hayatını, kır sahnelerini candan melodilerle, parlak ritimlerle ayağımıza kadar getiren bu güzel operanın birinci perdesinde sahnede bir köy meydanıyla köy birahanesi, panayır kalabalığı görülür. İkinci perdede, birahanenin içi görünmektedir. Bir yanda Yenik ile köy delikanlıları bira içmektedirler. Diğer yanda da evlenme kılavuzu Ketsal durmaktadır. Üçüncü perdede sahne birinci perdenin aynıdır. Esere baştan aşağı hakim olan aryaların, düetlerin yahut diğer parlak ses birliklerinin yanında vakit vakit işitilen karışık koro veya Çek halk kıyafetleriyle yapılan millî danslar, bu güzel operayı her bakımdan tamamlamakta ve seyirciye sevdirmektedir. Hele birinci perdenin bin bir renkli panayır sahnesinden sonra ikinci perdenin birahane sahnesi, nihayet son perdenin başındaki seyyar cambazhane sahnesi, yalnız müzik bakımından değil, gölge, ışık, renk bakımından da birer tablo mahiyetindedir. Burada müzikle plastik sanat o derece elbirliği etmiştir ki, büyük bestekâr Smetana, bu güzel eserinde kulak zevkiyle göz zevki arasında çok kıymetli bir münasebet kurmaya muvaffak olmuştur.
Sayın dinleyenlerim, bu akşam Riyaseti Cumhur [Cumhurbaşkanlığı] Filarmoni Orkestrası şeflerinden Ferit Alnar’ın idaresi altında dinleyeceğimiz bu eserin şahısları ve Konservatuvar Opera Stüdyosu artistleri ile Opera Şubesi talebeleri arasından rol alan ses sanatkârları şunlardır:
Kurşina (Bir köylü, bariton, Marjenka’nın babası) – Vedat Gürten
Ludmila (Kurşina’nın karısı, soprano) – Saadet İkesus
Marjenka (Kurlina’nın kızı, soprano) – Ayhan Aydan
Miha (Mülk sahibi bir zengin, Yenik’in öz babası, bas) – Hilmi Girginkoç
Hata (Miha’nın ikinci karısı, Vaşek’in annesi, mezzosoprano) – Necdet Demir
Vaşek (Miha ile Hata’nın oğulları, tenor) – Esat Tamer
Yenik (Miha’nın ilk karısından olan oğlu, tenor) – Aydın Gün
Ketsal (Evlenme kılavusu, bas) – Nurullah Şevket Taşkıran
Seyyar cambazhane müdürü, tenor – Nihat Kızıltan
Esmeralda (Oyuncu kız, soprano) – Nimet Göksel
Kızılderili bir oyuncu, tenor – Selim Ünokur
Bu şahıslardan başka sahnede ayrıca köy halkı, oyuncular ve köy çocukları da görünmektedir. Ayrıca: 1) Eseri dilimize çeviren: Halil Bedi Yönetken, Nurullah Şevket Taşkıran, 2) Orkestra şefi: Hasan Ferit Alnar, 3) Dekor ve kostümleri çizen: Tarık Sevener, 4) Kostümleri yapan: Gültekin Aydemir, Memduh Akın.
Sayın dinleyenlerim, bu güzel operanın sahneye konabilmesi için teknik sahada vazife gören diğer mütehassıslar, diğer yardımcı unsurlar da şunlardır:
Solo danslar: Bedia Beyhan, Esat Tolgar
Seyyar cambazhanede akrobasi yapan sanatkârlar: Rıfkiye Gökmen, Esat Tolgar, Fikret Kuntay, Ragıp Haykır, Orhan Günek, Ahmet Korcan
Koroyu hazırlayan: Konservatuvar öğretmeni G. Markoviç
Dansları hazırlayan: Y. Heinzelmanava
Akrobasiyi hazırlayan: Mehmet Arkon
Korrepetisyon: R. Sabo, G. Markoviç, W. Schlösinger
Teknik tertibar: Hami Uybadın
Kuvaför: Mustafa Süsler
Dekor ve kostümler, Devlet Konservatuvarı atölyelerinde yapılmıştır.
Bu operanın orijinal metni olan Çekçeden Türkçeye çevrilmesi keyfiyetine gelince: Eserin memleketimizde sahneye konması bakımından yapılan sayısız hazırlıklar arasında şüphesiz en mühimi işte bu noktadır. Çünkü bu gibi eserler her şeyden önce teganni edilen lisanın güzelliği ile, lisanın kıvraklığıyla söylenirler, sanat meraklılarının kalplerine en çok dil cephesinden yer ederler. Bu itibarla Carl Labina adlı bir muharrir tarafından hazırlanıp birçok dillere çevrilmiş olan Satılmış Nişanlı operasının Çekçe metni, Devlet Konservatuvarı mütehassıslarından Halil Bedi Yönetken tarafından Türkçeye çevrilmiş, bu suretle elde edilen tercüme metni ise, aynı eserin Ketsal rolünde büyük başarı gösteren ses sanatkârımız Nurullah Şevket Taşkıran ile Halil Bedi Yönetken müzik üzerinde müşterek olarak dilimize çevirmişlerdir. Eserin birçok yerinde işitilen ince nüktelerin, dilimizde kendi duyuş ve anlayışlarımız içinde hiç yadırgatmadan ifade edilebilmiş olmalarına bakılırsa, müzik üzerinde bir dilden başka bir dile çevirme gibi en güç şartlar altında yapılmış olan bu işin büyük bir başarı ile neticelendirilmiş olduğu derhal kabul edilir.
Herhangi bir opera eserinin en iyi şekilde anlaşılması, o opera için basılmış olan broşürlerle tam opera metinlerinin daha önceden okunmalarına bağlı bulunduğuna göre, Maarif Vekilliği neşriyatı [Millî Eğitim Bakanlığı yayınları] arasında basılan Devlet Konservatuvarı temsil ve konserleri broşürlerinin 6’ncısı olan “Satılmış Nişanlı” broşürünü ve ayrıca Devlet Konservatuvarı opera metinleri yayınlarının 3’üncüsüolan “Satılmış Nişanlı” livresini önceden tedarik edip okumak şüphesiz çok faydalı olur. Bu itibarla Konservatuvarın 6 numaralı broşüründe Halil Bedi Yönetken tarafından eserin mevzuu ve Smetana’nın hayatı ve yaratmaları hakkında muhtelif yazılarla bazı resimler neşredilmiştir. Gerek bu 6 numaralı broşür ile “Satılmış Nişanlı” operasının tam livresini, gerek Konservatuvar Temsil Bayramı münasebetiyle oynanacak olan bütün tiyatro ve opera eserlerini izah için bu kere yeniden basılan ve içinde çok güzel resimler bulunan Temsil Bayramı broşürünü, hattâ şimdiye kadar oynanan bütün tiyatro ve opera eserlerine ait münferit broşürleri, tam metinleri ve livreleri, Maarif Vekilliği Yayınevlerinden tedavik etmek mümkündür.
Şimdi sayın dinleyenlerim, büyük Çek bestekârı Smetana’nın “Satılmış Nişanlı” operasını Devlet Konservatuvarı Opera Stüdyosu’ndan dinleyelim.