
Ankara Radyosu
17.III.1946, Pazar
Saat: 9.45-10.45
(Schumann ve Clara)
Cevad Memduh Altar
Geçen yüzyılın büyük bestecisi Robert Schumann, gençliğinde piyano virtüozu olmaya gayret etti; hattâ parmaklarının kısa yaratılmış olmasının bu işe set çekeceğini düşünerek, her iki elini ameliyat ettirdi. Ne gariptir ki bu ameliyat, Schumann’ın parmaklarını uzatmadıktan maada [başka], ellerini büsbütün sakatladı; bunun neticesi olarak virtüoz Schumann’ı kaybeden sanat dünyası, az zamanda besteci Schumann’ı kazandı. Çünkü parmaklarını piyano için kullanamayan Schumann, bütün kuvvetini besteciliğe vermek zorunda kalmıştı.
Schumann, 1834 senesinde Leipzig’de çıkarmaya başladığı müzik dergisine öyle bir inanla sarılmıştı ki, bu hal onun az zamanda tanınmış bir yazar ve tenkitçi olmasını sağladı.
Schumann, günün birinde hocasının kızı Clara’ya ruhen yaklaşmış, daha küçük yaşlarda Viyana gibi bir sanat şehrini piyanodaki başarısına hayran bırakmış olan bu ince duygulu kıza sımsıkı bağlanmıştı. Schumann’ın Calara ile mesut bir yuva kurma isteğine, ilk önce genç kızın ailesi engel oldu. Bu iki gencin birbirlerinden ayrılmalarını icap ettiren sebep, ana baba için belki de önemli bir sebepti; çünkü Schumann’ın tahsil durumunun müsait olmadığı söyleniyordu ve geleceği karanlık bir müzisyene kız vermenin doğru olmayacağı ileri sürülüyordu. Halbuki bu üzüntü, genç sanatçıya hayatı boyunca önemli bir dönüm noktası oldu. İdealine kavuşmak için tahsil durumunu düzenlemek zorunda kalan büyük sanatçı, derhal Jena Üniversitesine devama başladı; birkaç sene içinde felsefe doktorası yaptı; uzun çalışmalardan sonra Clara ile mesut bir yuva kurmaya muvaffak olabildi. Artık devrinin yüksek bir piyano virtüozu olarak tanınan Clara, Schumann için her şeydi; Clara yüzünden çektiği üzüntüler, yorucu kavgalar, büyük sanatçının yaratma enerjisini büsbütün harekete geçirmiş ve sırf bu yolda bir didinmenin neticesi olarak, sanat tarihi az zamanda büyü çapta eserler kazanmıştı.
XIX. yüzyıl müzik büyüklerinin birçoğu için olduğu gibi, Schumann için de Viyana, sanat alanında geniş planlar kurmaya müsait bir şehirdi. Schumann, Leipzig’deki müzik dergisini çıkaralı henüz birkaç yıl olmuştu; sevgili Clara’ya kavuşmak amacıyla göze aldığı kavganın günün birinde kendi ruhunda yaratabileceği tepkiyi önceden düşünmek zorunda kalan sanatçı, kısa bir zaman için Leipzig’den ayrılmaya karar verdi; 1838 yılında dergisiyle beraber Viyana’ya göç etti. Fakat yıllardan beri sürüp giden siyasi olaylarla bir hayli sarsılmış bulunan, Matternich’in bu meşhur hafiye şehri, Schumann’a beklediği ilgiyi esirgemekte tereddüt etmedi. Hattâ 1838 yılının sonlarına doğru ruhen yorgun düşen Schumann, Ekim ayının 10. günü ailesine yazdığı bir mektupta şöyle diyordu: “Burada ne adi sanat kavgaları var, inanamazsınız; hele burada herhangi bir işte tutunabilmek için, zannedersem benim hiç de olamayacağım gibi, yılan tabiatlı bir insan olmak lazım…”.
Schumann, bütün üzüntülerine rağmen, Viyana’da geçen yedi ay içinde, muhitin tabii güzelliklerini de gözden kaçırmamış, hele sevgili Clara’sının verdiği heyecanla, birçok lirik piyano eserleri de meydana getirmişti.
(Schumann: Kreisleriana (piyano: Jean Français) 4 dk.
Nihayet büyük sanatçı, 1839 yılı Nisanında Leipzig’e dönerek, Clara’ya kavuşma yolundaki kavgasına tekrar başladı; ve bir yıl daha devam eden bu şekilde bir didinme, her şeye rağmen Clara’yı kendine hayat arkadaşı yapmaya kâfi geldi.
Robert Schumann, 1846 yılının kış aylarında Viyana için düşündüğü ikinci turneyi sevgili eşi Clara ile birlikte yapmaya karar vermişti. Diğer taraftan bu ikinci Viyana seyahati, Schumann’ı olduğu kadar, büyük piyanist Clara’yı da yakından ilgilendiriyordu. Çünkü evvelce verdiği bir konserle Viyanalıların kalbine esasen yer etmiş olan Clara, bu büyük başarıya mükâfat olarak “Viyana Müzikseverler Derneği” üyeliğine kabul edilmişti. O halde vaktiyle Schumann’ı ilgisizliği yüzünden kaçırmış olan Viyana, Clara’ya kayıtsız şartsız kollarını açmış bulunuyordu. Nihayet üzüntülü bir bekleme devresinden sonra, bu mesut çift, Viyana’nın o meşhur Stefan kilisesini birlikte seyretme fırsatını da elde etmiş oldu; ve Clara öteden beri Viyana için hazırlamakta olduğu konseri, 10 Aralık 1846’da geniş bir dinleyici kitlesi önünde başarı ile verdi.
(Schumann: Fantaziya III. kısım, piyano: Walter Rehberg) 8 dk.
Viyana bu sanatçı kadına bu seferki konserinde de az ilgi göstermemişti. Fakat genç kadın, her nedense hâtıra defterine şu satırları karalamaktan kendini menedemedi: “Dokuz yıl önceki ilgiyi görmedim”. Clara’nın bu konseri, maddi bakımdan ancak birkaç Dukat’tan ibaret küçük bir geliri sağlayabilmişti. Hattâ Schumann’ın “Piyanolu kuvinteti” ile iki piyano için yazdığı “Andante ve Varyasyon”unun çalındığı bir diğer konser, yapılan masrafları örtecek bir geliri olsun sağlayamamıştı. Viyana’nın tanınmış bir sanat tenkitçisi, bu elim neticeyi şu yolda bir mizahla açıklamak zorunda kaldı: “Ne yazık ki Robert Schumann, güney ve kuzey Almanya gümrük anlaşması yüzünden zarar gördü (!). Anlaşılıyor ki, Alman romantizmine mensup olan bu insanlar, sanat zevkinin bir hayli bozulmuş olduğu şu zamanda artık aranmayan bir mataha döndüler; R. Schumann, Viyana modasına uymalı ki sevilsin; ihtimal bu, günün birinde böyle olacak; fakat acaba bu hal onun lehine mi, yoksa aleyhine mi neticelenecek? Bildiğimiz bir şey varsa o da, sanatçının yazdığı kuvintetin, çok daha geniş muhitlerin sevebileceği kıymette bir eser olmasıdır”.
(Schumann: Piyanolu kuvintet I. kısım, piyano: Arthur Schnabel ve Pro Arte kuvarteti) 8 dk.
Bütün bu üzücü neticelere seyirci kalmak istemeyen Schumann, yeniden hazırladığı başka bir konserle, sevgili eşini Viyana sanat muhitine mutlaka kazandıracağına emindi. Bu konserin tarihi de 20 Aralık olarak tespit edildi. Fakat Clara’nın ansızın hastalanması yüzünden, bu konser ancak 1 Ocak 1847 tarihinde verilebildi.
Diğer taraftan, Schumann’a karşı öteden beri baş göstermiş olan geniş ölçüde alâkasızlık yüzünden bu sefer de hiçbir kâr temin edememiş bulunan bu konserin masrafları da, açıktan ödenen 100 Florinle ancak kapatılabildi. Nitekim Viyana’nın meşhur müzik dergisi bu skandalı şöyle bir cümle ile açıklıyordu: “Sözün en kesin mânâsıyla tam bir sanatçı olan Clara Schumann gibi bir piyanistin konserinde, salonda bu kadar mütevazı bir dinleyici kitlesinin yer almış olduğuna bakılırsa, Viyana konser hayatının, yaşama enerjisini açıklayacak en ufak bir atomdan bile mahrum kaldığı ve bu hayatın ancak ölüme namzet olduğu anlaşılır”.
Bu konserden sonra iş biraz değişti. 10 Ocakta verilmesi kararlaştırılmış olan üçüncü konserin biletleri tamamen satılmıştı. Bununla beraber bu değişikliği, Viyanalıların Schumann sanatını sevmeye azmetmiş olmalarına hamletmek için ortada bir sebep yoktu. Çünkü aynı konserin programına eklenen bir sansasyon, bu işi kurtarmaya kâfi gelmişti; yani zamanında “İsveç Bülbülü” diye anılan, şöhretli muganniye [şarkıcı] Jenny’nin bu konsere iştiraki, halkı ister istemez Schumann’ı da dinlemeye mecbur etmişti. Bu program, maddi bakından tabiatıyla iyi netice verdi; konserin bütün masrafları ödendikten maada, Schumann ailesine 300 Taler’lik bir kâr kalmış oldu. Şurası muhakkaktı ki, Beethoven’i kaybettikten sonra bütün sevgisini salon müziğine, sansasyon virtüozlarına veren Viyana, artık Schumann sanatındaki derinliği anlayabilecek durumda değildi. Fakat Clara gibi vefalı bir hayat arkadaşının sevgisi, Schumann sanatı için yapılan mücadeleyi zaferle neticelendirdi. Bu zafer, Viyana sanat muhitini az zamanda esaslı bir tasfiyeye tabi tuttu; bu hal, Viyana’yı yıllarca tesiri altına almış bulunan İtalyan operasının aleyhine oldu.
Diğer taraftan gene o tarihlerde, yayın dünyasında adı sık sık işitilen Joseph Helmesberger’in yazıları, Orta Avrupa Romantiklerini Viyana halkına kısa zamanda tanıtmaya kâfi geldi. Hattâ 1849 yılına doğru Viyanalıların sevmeye başladıkları Schumann, hiç olmazsa ölümüne yedi yıl kala, muhitin kendisini anlamaya başladığını hisseder gibi olmuştu. Büyük sanatçının 1853 yılında, vaktiyle Clara’nın da kabul edildiği gibi, “Viyana Müzikseverler Derneği”ne üye olarak kabul edilmesi, Schumann sanatının zamanla anlaşılmış olduğunu açıklıyordu. Şurasını da unutmamak lazım gelir ki, Schumann’ı birkaç yıl içinde Viyanalılara sevdiren şey, ne Helmesberger’in yazıları, ne de müzik dergilerinin feryatları idi; yalnız ve yalnız Clara gibi vefalı bir sanatçı eşin mücadelesi ve hattâ büyük sanatçının o meşhur la-minör Piyano Konçertosunu, Clara’nın günün birinde büyük başarı ile çalmasıdır ki, Schumann’ı Viyanalılara candan sevdirdi.
(Schumann: La-minör Konçerto, piyano: Alfred Cortot) 16 dk.
Diğer taraftan Schumann’ın sırf Clara’nın gayretiyle “Viyana Müzikseverler Derneği”ne kabul edilmesi, büyük sanatçıyı çok sevindirmişti. Nitekim Schumann’ın elde bulunan bir mektubu, bu sevinci açıklamaya kâfidir. Bakalım Schumann bu mektupta ne diyor: “Aşağıda imzası bulunan ben Schumann, vaktiyle eşimin nail olduğu şerefe şahsen de nail kılınmış olduğumdan ve bu yüzden eşimle yepyeni bir meslekdaşlık münasebeti kurma yolunda bana imkân verilmiş olmasından dolayı, Avusturya İmparatorluğunun Müzikseverler Derneği yüksek idaresine candan teşekkürlerimi sunar, her ikimiz de lütuflarınızın devamını istirham ederiz. Yüksek idareye saygı duyan, Robert Schumann, Düsseldorf, 24 Ocak 1853”.
Bu mektubun yazıldığı tarihlere kadar sanatına pek önem verilmeyen Schumann’ın, sevgili eşinden 15 yıl sonra Müzikseverler Derneğine üye olarak kabul edilmesi, üzerinde önemle durulacak bir şeydi. Ne yazık ki ölümünden ancak üç yıl önce tanınmaya başlamış olan bu sanat büyüğüne, hayatının son üç yılında olsun sevinmeyi felek çok gördü; çünkü 1854 yılında baş gösteren delilik ârazı, zavallı Schumann’ı sevgili Clara’sını bile tanıyamayacak kadar hasta etmişti. Clara, sevgili kocası Schumann’ı hastanede ziyaret ettiği günün intibaını [izlenimini], 1856 yılı Temmuz ayının 27’sinde, yani sanatçının ölümünden iki gün önce, hâtıra defterine yazmış olduğu şu cümle ile ifade ediyordu: “…yüzünün sevimli hatlarını güçlükle teşhis edebildi; ne mustarip bir bakış!...”.
Schumann’ın ölümünden sonra tam 40 yıl daha yaşamış olan Clara, gerek hayat arkadaşlığı, gerek sanat yoldaşlığı boyunca kocasının yaratmalarını bütün dünyaya tanıtmaya muvaffak olmuş ve bu eserlere karşı zamanla başlayan sevgiyi günün birinde yakından görerek, yıllardır aradığı huzura nihayet kavuşabilmiştir.
(İhtiyat plak: Schumann, Çocuk sahneleri, piyanoda Homenn) 3 dk.