Cevad Memduh Altar1902-1995
English | Français | Deutsch | Italiano | Español

RADYO

Ankara Radyosu
13 Eylül 1968, Cuma
Saat: 20.30-21.30

Müzik dünyasında gezintiler

GUSTAV MAHLER VE FRİEDRİCH RÜCKERT
ÜZERİNE KONUŞMA

(Gustav Mahler’in, Çocuğun Ölümü Üzerine Lied’ler
(Kindertotenlieder) adlı beş Lied’i ile
Ayrıca 4 Lied’i bu konuşmada dinletilecektir.)

            Sayın dinleyenlerim,

            Avusturyalı besteci Gustav Mahler’in (1860-1911), Avusturyalı şair Friedrich Rückert’in şiirlerini besteleyerek yazmış olduğu 9 Lied’i bugün sizlere dinleteceğim.

            Çağdaş Lied edebiyatının önemli örneklerinden olan bu Lied’lerden ilk dinleyeceğimiz bir grubun adı: Çocuğun Ölümü Üzerine Şarkılar’dır (Kindertotenlieder).

            Batı müzik edebiyatının biçim, teknik ve kapsam yönlerinden olağanüstü bir çeşidi olan Lied sanatı, yani şarkı konusu üzerinde biraz durmadan, bu 5 Lied’in açıklanmasına geçemeyeceğim. Çünkü dinleyeceğiniz 5 Lied’in kapsamları kadar, Lied sanatının doğuş, oluş ve gelişimi ile ilgili yönlerinin de kısaca incelenmeleri gerekir.

            İnsanoğlunun kişisel özlemlerinden beslenerek, çok sınırlı bir bütün halinde meydana getirilen insan sesi müziğine Lied denir.

            Cermen kökünden gelen “Lied” teriminin, Orta Avrupa’da, dolayısıyla Alman dili ve kültürünün geçerli olduğu bölgelerde aranacağı tabiidir. Nitekim öteki millî toplulukların dillerinde “Lied”, yani “şarkı” teriminin gereği gibi karşılanabilmesini mümkün kılan sözlerin bulunmasına rağmen, insan sesi için bu türde yazılmış olan eserler, her toplulukta Lied adıyla nitelenir.

            Yaklaşık olarak “halk türküsü” diye adlandırabileceğimiz müzik türü, yani teknik terimiyle “Volkslied” türü, yeni zamanlarda “Kunstlied” yani “sanat şarkısı” diye adlandırılmış olan yepyeni bir türe kendiliğinden dönüşmüştür. Halk Türkilerinden, sanat, teknik, biçim ve kapsam yönlerinden ayırt edilmeleri gereken sanat şarkılarının, yani sanat Lied’lerinin, esere temel olan şiirin karakter bütünlüğünden gelen bir müzikle işlenip okunması gerekir.

            Sanat Lied’leriyle ilgili formlar (biçimler) arasında en çok beğenilip tutulanları, yalnız bir insan sesi için piyano eşliğinde yazılmış olan Lied’lerdir. Bu türdeki eserler “Piyanolu Lied” olarak adlandırılırlar. Bununla beraber Lied edebiyatında, eserin lirik muhtevasını [içeriğini] daha da renklendirip belirtebilme amacıyla, tek insan sesi için orkestra eşliğinde yazılmış Lied’ler de yer almaktadır. Mesela bugün dinleyeceğiniz 9 Lied, tek insan sesi için orkestra eşliğinde yazılmıştır.

            Deminden beri yaptığım açıklamalar da gösteriyor ki, sanat seviyesi üstün bir Lied’de, ses ile sözün, yani müzik gücü ile şiir gücünün eşit karışımla elde edilmiş tek bir doku halinde geliştirilmeleri gerekir.

            Şimdi de gelelim bugünkü programda dinleyeceğimiz 9 Lied’den, sizlere bir bütün halinde sunacağım ilk 5 Lied’e: Lied literatürünün üstün örneklerinden sayılan bu 5 Lied’i, 1911 yılında ölmüş olan Avusturyalı besteci Gustav Mahler yazmıştır.

            Zamanının başta taşınmış bir bestecisi ve orkestra şefi olan Mahler, özellikle koro ve orkestra için meydana getirmiş olduğu büyük çapta eserlerle tanınmıştır. Mahler’den bugün dinleyeceğimiz 5 Lied, sizlere sanatçının çok duygulu bir yönünü yansıtacak. Mahler’in, alabildiğine önemli bir konu karşısında aşırı derecedeki içtenliği, onun yaratma esprisini özellikle etkilemiştir; ve bu olağanüstü konu, sanatçının çocuğa olan aşırı sevgisidir. Ne gariptir ki, bugün dinleyeceğimiz 5 Lied’e temel olan 5 şiirin şairi Friedrich Rückert’in, ölen çocuklarının acısıyla yazmış olduğu şiirlerini, Mahler şairin ıstırabıyla içten etkilenerek besteledikten birkaç yıl sonra da kendi çocuklarını kaybetmiştir. Hattâ mustarip [acı çeken] bir sanatçı olan Mahler, bir yazısında şöyle der: “Bu şarkılarımla belki de kaderi gücendirdim!”.

            Sayın dinleyenlerim; Mahler, bugün dinleyeceğiniz Lied’lerin ilk 5’ini, Çocuğun Ölümü Üzerine Şarkılar adıyla 1902 yılında yazıyor ve eserin tümünü, bariton bir ses ile senfonik orkestranın bölünmez dokusu halinde meydana getiriyor.

            Ünlü bariton Dietrich Fischer-Dieskau’ın, Berlin Filarmoni Orkestrası ile şef Karl Böhm’ün yönetiminde okumuş olduğu bu 5 Lied’in biraz da mânâlarına değinelim: Şimdi dinleyeceğimiz ilk Lied’in başlığı, “Güneş gene yükselecek!” cümlesidir. Bu Lied’de, şair ile besteci, tek bir anlam halinde kısaca şöyle der: “Güneş gecenin mutsuzluğundan habersiz, gene yükselecek! Yoksa felaket yalnız bana mı? Güneşse, gene aynı güneş”. Bu cümleden sonra, orkestranın etkisiyle ortalığı korkunç bir karanlıktır kaplar ve Mahler ile Rückert, elemli düşüncelerini şöyle sürdürürler: “Güneş gene yükselecek; ama günaydın diyen çocuk nerede?”. Bu Lied’in en sonunda: “Ey dünyanın mutlu ışınları!” diye haykıran baba, gene bir yaşama ve canlanma umudu ile baş başadır.

(1. Lied dinletilecek.)

            Mahler’den şimdi dinleyeceğimiz 2. Lied’in başlığı şöyledir: “Anlıyorum bu kapkara alevleri!”. Bu Lied’de her iki sanatçı da, Mahler ve Rückert, el ele vermiş şöyle der: “Neden gözleriniz o kapkara ateşle doluydu, biliyorum! O gözlere ışık, bütün ışıklara kaynak olan güneşten geliyordu da ondan!”. Bu 2. Lied’de insan sesiyle orkestranın Richard Wagner’i hatırlatan kaynaşmasıyla karşılaşılır; ve bu Lied’de, derin ve filozofça bir anlatım hakimdir.

(2. Lied dinletilecek)

            Gustav Mahler’den şimdi dinleyeceğimiz 3. Lied’in başlığı da şöyledir: “Anneciğin şu kapıdan girerken…”. Bu 3. Lied, kızını kaybetmiş bir babanın çok acıklı halini yansıtan bir anlatımdır; ve burada da iki sanatçı, Rückert ve Mahler, şu düşünceleri birlikte dile getirirler: “Annenin odama her gelişinde, sanki yanında sen de varmışsın gibi geliyor bana! Anneciğinin odama her gelişinde, küçücük yüzünle o her zaman durduğun yere, kapının eşiğine bakıyorum!”. Bu Lied’in sonunda, özellikle tiz tonlarda, büyük kaybın acısı sanki görünür gibidir. En sonunda eser, baş tarafındaki melodilerin tevekkül dolu anlatımı içinde, sakin, sessiz sönüp gider.

(3. Lied dinletilecek)

            Sayın dinleyenlerim; Gustav Mahler ve Friedrich Rückert’ten şimdi dinleyeceğiniz 4. Lied, şu başlığı taşır: “Her zamanki gibi gezmeye gittiler sandım!”. Burada teselli arayan babanın kendi kendini aldatan oyalanmaya başvurmak zorunda kaldığı görülür ve babanın bu oyalayıcı yorumunu, Mahler ve Rückert, şu anlamlar içinde dile getirirler: “Belki gene gezmeye gittiler; nerdeyse dönerler! Hava güzel; üzülecek ne var ki? Bu gezme, her zamankinden uzun da olabilir!”. Bu Lied’in her cümlesi, “Bana öyle geliyor ki!” diye başlar. Burada kemanlarla kornolar, teselli veren bir ezgiyle başlarken, ağırbaşlı müziğin vakur akışı içinde bağırıp ağlamadan eser yoktur.

(4. Lied dinletilecek.)

            Şimdi de Mahler’in Kindertotenlieder (Çocuğun Ölümü Üzerine Şarkılar) adıyla yazmış olduğu 5 Lied’in sonuncusunu dinleyeceğiz. Bu son Lied, “Bu havada, bu fırtınada!” başlığını taşır ve şair, kaybettiği çocukları düşünerek üzgün bir heyecanla şöyle der: “Keşke bırakmasaydım onları bu havada! Gene de gittiler bu fırtınada!”.

            Sayın dinleyenlerim, burada düşünce ile müziğe bağlı ruh iç içe yükselirken, ansızın duyulan iki çan sesi, babada, gidenlerin dönemeyecekleri kanısını yaratır; ve o anda çelesta ile kemanların tatlı sesleri üstünde gelişen insan sesi, şu ninniyi çağırır: “Orada, fırtınalar arasında, tıpkı ana kucağındaymış gibi onlar, oynuyorlar!”. Bu ninni, babaya, sanki teselli, huzur, umut sağlar, eser sona erer.

(5. Lied dinletilecek.)

            Sayın dinleyenlerim, şimdi gelelim Gustav Mahler’in geri kalan 4 Lied’ine: Bu Lied’leri de bariton Dietrich Fischer-Dieskau’dan dinleyeceksiniz; aynı orkestranın eşliğinde.

            Mahler, bu 4 Lied’i de gene çok sevdiği şair Friedrich Rückert’ten seçtiği şiirleri besteleyerek yazıyor. Bunlardan şimdi dinleyeceğiniz 1. Lied’in başlığı şöyledir: “Gece yarısı uyandım!”. Mahler ve Rückert, bu Lied’de insanın ve insanlığın ıstırabını dile getirebilmenin endişesindedirler ve şair şöyle der: “Gece vakti uyandım, göğe baktım. Küme küme yıldızlardan, gülümseyen tek bir yıldız yoktu bana, gece vakti. Gece vakti uyandım, uçsuz boşluklara baktım. Işık dolu bir müjdeden yoksun kaldım, gece vakti. Gece vakti uyandım, kalbimin vuruşunu, ıstırabın tek nabzını dinledim, gece vakti uyandım, Gece vakti savaşırım, acılarım dinsin diye; gücüm yetmez acıları dindirmeye. Gece vakti uyandım, elindeydim Tanrım! Ölüm ile hayatın tek bekçisi Tanrım!”.

(1. Lied dinletilecek.)

            Gustav Mahler’den şimdi dinleyeceğiniz Lied’in başlığı şöyledir: “Ilık bir koku doldu içime!”. Bu Lied’de de şair şöyle diyor: “Ilık bir koku doldu içime, odamdaki ıhlamur dalından. Bu koku, nazlı bir elin armağan ettiği daldan, içime doluyordu!”.

(2. Lied dinletilecek.)

            Mahler ve Rückert’in şimdi dinleyeceğiniz Lied’in adı şudur: “Bakma öyle içime!”. Bu şiirde şair şöyle diyor: “Bakma öyle içime, sonra ben suçlu gibi hep önüme bakarım, ondaki gelişimi izleyemem! Bilemem! Tecessüsün bu işte yalnız ihanet olur! Arılar bal yaparken bakmaz birbirlerine. Petek dolusu balı gün ışığına sunarlar! İşte yalnız o zaman bal artık senin olur!”. Burada şair, ruhsal gelişimi sabırla devşirmenin gereğini ortaya koyuyor.

(3. Lied dinletilecek.)

            Sayın dinleyenlerim, Mahler ve Rückert’ten şimdi dinleyeceğimiz son Lied’in başlığı şöyledir: “Kayboldum bu dünyada!”. Burada Mahler ve Rückert şu duyguyu dile getiriyorlar: “Bu dünyada kaybolmuşun biriyim! Bu dünyada vaktimi boşuna harcamışım! Bu dünya da uzun süre benden bir şey duymadı; beni hep ölmüş sandı. Umursamam ben bunları, varsın beni ölmüş sansın bu dünya! Ben reddetmem bu fikri; bu dünyada ben gerçek bir ölüyüm! Bu dünyanın fırtınalı akışında ben sahiden ölmüşüm: çekilmişim sessiz, sakin bir yere; benim olan bir göğe, bir sevgiyle duyguya çekilmiş yaşıyorum!”.

(4. Lied dinletilecek.)