
Ankara Radyosu
25.10.1968, Cuma
20.30 yayını için
21.10.1968’de banda alındı.
(İspanyol Saati)
Maurica Ravel (1875-1937)
(Hazırlayan ve sunan: Cevad Memduh Altar)
1937 yılında 62 yaşında ölen ünlü Fransız bestecisi Maurice Ravel’in, hayatı boyunca, görülmemiş bir ilgiyle yöneldiği ülke İspanya idi. Belki de aşağı Pireneler’de İspanya’ya komşu bir şehir sayılan Giboure’da doğmuş olması, ona bu ülkeyi sevdirmişti. Nitekim İspanya’ya olan bu yakın komşuluk, Ravel’i günün birinde İberya yarımadasından esinlenerek eser verme yolunda büsbütün etkiledi. Garibi şu ki, Ravel ilk olarak 53 yaşında İspanyol Pireneler’ine ayak basmış ve İspanya’yı o yaştan sonra yakından tanımıştı. Halbuki sanatçının aklı fikri, daha çocuk denecek yaşlarda İspanya’ya yönelmiş ve orada yaşamaya devam etmiştir. Onun için Ravel sanatının önemli bir kısmı, İspanya’ya duyulan içten bağlılığın verimi niteliğindedir.
Ravel’in 1895’te basılan ilk eseri, İspanyol müziği ile İspanyol dansının bölünmez karışımı demek olan bir Habanera’dır; 1932’de basılan son eseri ise Don Kişot konusu ile ilgili bir yaratıştır. Ravel’in bu alanda yazılmış en popüler eseri, İspanyol halk dansının Bolero ritmi üzerinde kurulmuş olan ve gene aynı adı taşıyan bir orkestra eseridir ki, bu yaratış, Bolero raksının, sanat müziği biçiminde meydana getirilmiş en mübalağalı bir örneğidir.
Ravel yaratışlarının kronolojik gelişimi açısından özellikle 1907 yılının büyük önemi vardır ve bu yıl, sanatçının İspanyol Yılı olarak adlandırılır. Büyük sanatçı, bu süre içinde insan sesi ve piyano için: “Habanera Formunda Vocalise” adlı bir eser ile “Rhapsodie Espagnole” adlı bir orkestra eseri ve ayrıca “L’Heure Espagnole” (İspanyol Saati) adını taşıyan bir perdelik müzikli bir komedi meydana getirmiş ve bundan dolayı 1907 yılı Maurice Ravel’in yaratış yılları arasında İspanyol Yılı olarak vasıflandırılmıştır.
Ravel, bu akşam dinleyeceğimiz İspanyol Saati adlı eserinin konusunu, Franc-Nohain’in bir komedisinden esinlenerek işlemiştir.
Debussy’nin 1907 yılında yazmış olduğu Pélleas ve Mélisande adlı müzikli sahne eserinde olduğu gibi, Ravel’in bu eseri de Fransız yaratma esprisinin tipik bir örneğini vermektedir; ve böylelikle Debussy ve Ravel yıllarına kadar sürüp gelmiş olan ağır opera türü de, bu yeni buluşun elde ettiği üstün başarı ile, yaşama şansından yoksun duruma düşmüştür:
Ravel’in İspanyol Saati adlı eserinin özelliği, bu müzikli oyunda yer alan figürlere, partilerini operalarda olduğu gibi şarkı türünde okuma açısından çok az fırsat verilmiş olmasındadır. Yani bu eserde kişiler, partilerini daha çok bir iki ton üzerinde gelişen reçitatife benzer bir konuşma türünde okurlar. Bu da gösteriyor ki, opera sanatında ağır türü yıkan Ravel, bir bakıma bu sanatın klasik geleneği demek olan 18. yüzyıl İtalyan komik-opera (opera-buffa) stiline dönmüştür; böylelikle yenileme esprisinde bile gelenekten yararlanmayı küçümsememiştir.
İspanyol Saati adlı müzikli komedinin komik yönü, yani konuyu karikatürleştiren yönü, okuyucunun kafadan yansıttığı “falsetta” tonlarının falsolu okunmasındadır; ve bazen de bir tondan başka bir tona “portamento” türünde yapılması gereken ağır ve uzunca kaymalardadır. Bu müzikli komedinin gerçek melodik, yani “kantilene” kısmı ile, ancak eserin sonunda, İspanya’nın Andaluz bölgesine öz tango ritmini kullanarak meydana getirilmiş olan insan sesi beşlisinde karşılaşılmaktadır. Eserin bu çok önemli finalinde Ravel, ses çeşitleri yönünden “Trial” ve “Martin” tekniği diye adlandırılan iki özel okuma tekniğini kullanmıştır. Mesela genç ve güzel evli kadın Concepción’un (ki bu ad Fransızcada idrak ya da anlayış anlamına da gelmektedir), gözüne saat ve saat tamirinden başka hiçbir şey görünmeyen kocası Torquemeda, partisini, Fransa’da 18. yüzyılda ün yapmış Antoine Trial adlı bir aktörün, şarkı söylermiş gibi uyguladığı konuşma tekniği ile okur ve bu insan sesi beşlisindeki rollerden katır sürücüsü Ramiro ise, partisini Martin tekniğinde, yani gene Fransa’da 18. yüzyılın ünlü opera-komik okuyucusu Martin’in bulup ortaya koydu Baryton-Martin tekniği ile okur ve böylelikle eserde iki komik tip meydana çıkmış olur. Bunlardan birincisi komik-tenor tipidir, ikincisi ise komik-tenor-bariton tipidir. Böylece Ravel, operayı sadeleştirerek gene İtalyanların geleneksel buffo türüne dönmüş oluyor.
Maurice Ravel’in orkestraya saf renk katma bakımından olan samimiliği de önemlidir. Mesela Ravel bu eserine, çok az kullanılan bir âlet olan sarrusophone’u da katıyor. Fagot ile saksafonun karışımıyla elde edilmiş olan bu âletin kendine özgü tonu, sanatçının bu eserine bambaşka bir renk getirmiştir.
İspanyol Saati adlı eserde renk değerlerinin dağılışında da Ravel cömertçe hareket etmiştir; ve bundan dolayı parlak bir canlılık içinde meydana gelmiş olan orkestral doku, eserin icrası süresince hiçbir zaman ön plana yerleşmenin hevesine kapılmamıştır. Öte yandan Maurice Ravel, kendine mahsus müziği bakımından gerçek anlamda bir ressamdır da; aktörlerinin duygusal iniş ve çıkışları ile sahnelerinde gözle izlenebilen heyecan faktörlerini eşit güç ve düzeyde işleyip olgunlaştırmada da Ravel eşsiz bir sanatçıdır.
Maurice Ravel’in İspanyol Saati (L’Heure Espagnole) adlı 1 perdelik müzikli komedisi, 5 kişi arasında oynanan sade ve zarif bir eserdir. Bu komedideki rol dağılımı şöyledir: Concepción, evli, genç ve güzel bir İspanyol kadını; Torquemeda, saat ve saatlerinin tamirinden başak bir şey düşünmeyen saatçi ustası ve Concepción’un kocası; Ramiro, iri yarı, kaba saba, ama saf ve temiz yürekli bir katır sürücüsü; Gonzalve, Concepción’un, soğuk ve değersiz şiirleri okumakla vakit öldüren genç ve toy âşığı; Don Iñigo Gómez, Concepción’un ikinci fakat ihtiyar âşığı, yani paralarını saya saya yaşama ateşi büsbütün sönmüş olan ihtiyar bir banker.
Kocası Torquemeda’nın, saatlere olan aşkından bunalan Concepción, içindeki boşluğu doldurma hevesine kapılır; çevresindeki bütün erkekleri büyüler ve onlarla birer oyuncak gibi oynamaktan zevk alır. Torquemeda, Belediye Sarayının kulesindeki saati tamire gitmek zorundadır ve tam oraya giderken, kaba saba fakat temiz ruhlu katır sürücüsü Ramiro atölyeye gelir ve bozuk bir saat yüzünden karı kocayı hayli oyalar. Yalnız işini düşünen saatçi Torqemeda nihayet Belediye Sarayına gitmek zorunda kalır; halbuki Concepción, genç âşığı Gonzalve ile atölyede buluşacaktır. Gonzalve gelir; katırcı Ramiro gene oradadır. Biraz sonra da ikinci âşık ihtiyar banker Don Iñigo Gómez de oraya gelir. Bu üç adamı da ayrı ayrı oyalayan Concepción, işe çabucak çekidüzen vermek için, her iki âşığı da ağır dolaplı duvar saatlerinin içine saklayıp, katır sürücüsü Ramiro’nun sırtında kendi odasına taşıtır. Genç kadın, genç âşığı Gonzalve’nin budalaca şiir okuma merakı ile, ihtiyar bankerin paraya olan aşkı yüzünden büsbütün kuruyan ruhsal bunalım içinde umduğunu gene bulamamış ve yeni bir macera aramanın hevesine kapılmıştır. O sırada atölyeye dönen kocası Torquemeda ise, olanı biteni anlamakta güçlük çeker ve korkudan şaşıran iki budala âşıkta kurtuluşun ancak saat satın almada olabileceği kanısını uyandırır; ve bu fırsattan yararlanarak aptal âşıklara zorla sattığı saatlerle kârlı bir alışveriş yapabilmiş olmanın zevkini tadar ve öç almış olduğunu kanısıyla avunur!
Görülüyor ki, Concepción gene kimsesizdir, gene yalnızdır, gene üzgündür; ve bu sefer de yeni bir maceraya konu olarak, kafasından kaba saba, fakat temiz ruhlu katır sürücüsü Ramiro’yu geçirmektedir; perde iner ve komedi burada sona erer.
Bu eserin konusunu ve müziğini yorumlayan bir yazar, genç ve güzel Concepción için şöyle diyor: “… Ravel’in müziğinde günah, yalnız ayaklarının ucunda süzülerek ve kalpleri zedelemeden sahneye girer. Concepción, etten kemikten yaratılmış olan ve kabına sığamayan o canlı varlık, bakışıyla, erkeklerle dolup taşan çevredeki dengeyi bozarken, kendi dengesini gülümseyerek korur; âşıklarıyla oynamaktan haz duyar; âşıkları da onun tarafından oynatılmış olmaktan haz duyarlar. Böylelikle Ravel’in bu müziği öylesine bir sanat eseri ortaya çıkarmıştır ki, bu eserde sevimli, cana yakın bir varlık olan Concepción, kendini çevresine saf ve temiz bakışlarıyla bir İspanyol Havvası olarak tanıtmıştır; hem de elmayı, midesini bozmadan ve bir sanatçı inceliğiyle paylaşmasını bilen bir Havva olarak!”.
Şimdi hep beraber, Maurice Ravel’in İspanyol Saati (L’Heure Espagnole) adlı bir perdelik komik operasını dinleyelim. Sanatçılar: Jeanne Barbié, Michel Senechal, Jean Giraudeau, Gabriel Baqueler, José van Dam; Orkestra: Lorin Maazel yönetiminde Paris Ulusal Orkestrası.