
Halk Postası – Malatya
21 Nisan 1964
Azim – İzmit, 21 Nisan 1964
Son Haber – Denizli, 22 Nisan 1964
Demokrasinin Müdafii – Samsun, 22 Nisan 1964
Dünya Gazetesi, 27 Nisan 1964
Eğitimde Bugün, 30 Nisan 1964
Cevad Memduh Altar
Çağdaş sanata ayak uydurabilmenin en önemli sonucu, daha çok karşılıklı kültür alışverişinde kendini gösterir. Aksi hal ise, tanınmamaya, milletlerarası alanda millî hüviyetiyle yarışamamaya sebep olur. Bunun doğuracağı akıbet ise malûm… Bugünkü milletler topluluğunun çağdaş uygarlık seviyesine ulaşamamak.
İşte Atatürk devrimleri sanatta Türk yaratıcılığını bu yola yönelttiği içindir ki müzikte, sanat dünyasını fetheden İdil Biret’lerimiz ile Suna Kan’larımız, Ayla Erduran ve Leyla Gencer’lerimizin yanında, resim sanatımızda da Hasan Kaptan’larımız ve daha nice sanatçılarımız var. Öte yandan yabancı toplulukları etkileyen Türk resim sergileri de son zamanların sanat dünyasında özellikle yer almaya başladı. Nitekim Batıda büyük ilgi yaratmış olan Türk ressamlarının eserlerinden derlenmiş bir sergi, son aylarda Avrupa basınını meşgul ederken (Brüksel, Paris ve sair bölgelerde) ünlü ressamımız İhsan Cemal Karaburçak’ın İtalya ve İsviçre’de, tanınmış ressamlarımızdan Adnan Turani’nin de İsrail’de Tel Aviv’de açtıkları sergiler, bu özlü harekete iki önemli örnek daha katmış oldu. Bu iki ressamımız da memleketimizde 11 yıldır faaliyette bulunan Sanat Tenkitçileri Cemiyeti’nin üyesi olduğu gibi, sanat alanındaki yazıları ve eleştirmeleriyle tanınmışlardır.
İhsan Cemal Karaburçak, sırf kendine mahsus bir anlatım ve teknikle, bazen empresyonist, bazen de ekspresyonist, figüratif, nonfigüratif eğilimlerin gerçekleştiricisi olmuş, narin çizgileri nev’i şahsına münhasır [kendine özgü] renklerin satıhta [yüzeyde] karşılaşmaları ve ifadedeki özellikler bakımından her seferinde de kişiliğinin mutlak anlamda apojesine [zirvesine] ulaşmıştır. Karaburçak, çevresi olduğu kadar, akıl ve duyguyu kendi potasında eritip sübjektif karışımını da yeniden şekillendirmiştir.
İhsan Cemal Karaburçak’ın 9 Mayıs 1963’te Roma’da, 10 Haziran 1963’ten itibaren Brüksel’deki Türk Turizm Bürosu salonlarında, 18 Haziran 1963’te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde ve 16 Ocak 1964’ten itibaren de Ankara’da Güzel Sanatlar Galerisinde sergilenmiş olan 25 tablosu, özellikle dış basında büyük ilgi yaratmıştır. Nitakim Viyana Radyosu, İhsan Cemal Karaburçak için evvelce şöyle demişti: “…Onun resimleri çağımız sanatının artıcı diktatörlüğüne ve abstraksiyondaki kütle süjestiyonuna karşı Türk resminin içli bir özelliği olacağı umudunu veriyor…”. Brüksel’de çıkan La Derniére Heure gazetesi ise, 21.9.1963 tarihli nüshasındaki bir eleştirmede, şöyle demektedir: “…Bazı abstre ve figüratif sanatçılarda geçmiş yüzyıllar Türkiye’sinin ve bugünkü Türkiye’nin mirasını teşkil eden orijinal eserler mevcuttur. Bu cümleden olarak … İhsan Cemal Karaburçak’ı ve arkadaşlarını düşünüyoruz”.
Ünlü ressamımız Adnan Turani’nin geçen Ocak ve Şubat aylarında İsrail’de açılan resim sergisine gelince: 21.1 – 12.2.1964 tarihlerinde Tel Aviv’de Ramat Gandaki Bethzwi Galerisinde açılmış olan Turani resim sergisi İsrail sanat çevrelerinde büyük ilgi uyandırmıştır. Adnan Turani’nin sanatında özelliği, sırf kendine mahsus bir renk abstraksiyonu içinde yaratmaya muvaffak olduğu zengin ifade varyantlarıdır. Hattâ Turani’nin böylesine bir abstraksiyon karşısında içlenen seyircisinin hayal gücünü zedelememek için eserlerini adlandırmaktaki orijinal buluşu da düşünüş ve uygulayışın daha müzikal kökten beslendiği intibaına [izlenimine] yol açmaktadır. Mesela Turani, sanat yaratışlarının sırf renklerin abstraksiyonuna dayanan ifade gücünü, tıpkı bir müzikal motifin tematik işlenişi gibi değerlendirerek, eserlerini “Neşe üzerine varyasyonlar” diye vasıflandırmış, sonra da her tabloyu gene aynı kaynaktan gelen ayrı bir deyişle adlandırmıştır: Bir Avşar kilimi üzerine varyasyon, Sonu olmayan kırmızı, Marengin kuruluşu ve saire gibi.
Adnan Turani’nin memleketimizin İsrail Maslahatgüzarı sayın Elçi Rıfat Ayanlar’ın himayesinde açılmış olan Tel Aviv Resim Sergisi, Sanat Tenkitçileri Cemiyetinin teşebbüsü ile gerçekleştirilmiştir. Dışişleri Bakanlığımız ile İsrail’in Ankara Elçiliği bu alanda maddi manevi yardım ve ilgilerini esirgememişlerdir. Sergi, İsrail basınında önemli eleştirmelerin yayımlanmasına yol açmış ve Turani’nin bir eseri Elisabeth Rubinstein Müzesine kabul edilmiştir ki, aynı müzede yabancı ressam olarak yalnız Mathaien ve Tamajo’dan da birer tablo bulunmaktadır. Ankara’daki İsrail Elçiliğinin yayımladığı “İsrail Mektupları” adlı yıllık bültende, Turani’nin sergisi hakkında şöyle demektedir: “Sanat mahfillerinde ilgiyle karşılanan sergi hakkında gazetelerde sitayişkâr yazılar çıkmış ve ressam Adnan Turani’nin tekniği övülmüştür”.
Türk devrimi ilkelerini resim sanatımızla da dünyaya tanıtan ressam İhsan Cemal Karaburçak ile Adnan Turani’yi hepimiz için iftihar vesilesi olan başarılarından dolayı candan tebrik ederiz.