Cevad Memduh Altar1902-1995
English | Français | Deutsch | Italiano | Español

ESERLERİMAKALELER

Bu belgeyi Word Dökümanı Olarak İndirebilirsiniz!

“Zafer” dergisi
Sayı: 13 (1962)

SANAT VE İRTİCAL [DOĞAÇLAMA]

Cevad Memduh Altar

            İnsan esprisinde ansızın beliren ilkel davranışlar, düşünce öncesi olmayan inisiyatiflere yol açarlar. Bu ani davranışların hayatta sebep olduğu dengesizliği ayarlama çareleri aranırken, aynı durum, yalnız sanatta önemli bir başarı olarak vasıflandırılır.

            Genel olarak “irtical” terimiyle adlandırılan bu ani buluşların, daha çok müzik ve tiyatro yaratıcılığında oynadığı rol büyüktür. Tiyatro sanatında görülen “tuluat” bir irticaldir. Hele zamanımızda tamamen reddedilen bir icra tarzı olmasına karşılık, Osmanlı tiyatrosunun Hasan Efendi gibi kalburüstü bir oyuncusu ile tuluat, kendi janrının şahikasına [türünün zirvesine] ulaşmıştır. Mesela perdenin açılmasına bir iki dakika kala, boykot eden oyunculardan hiçbirinin gelmediğini gören Hasan Efendi’nin, telaş etmeyip, sonradan “rüyada taaşşuk” [karşılıklı âşık olma] adını verdiği bir oyunu, seyircinin karşısında ansızın icat edip tek başına oynamış olduğunu eskiler hâlâ hayretle anarlar. Hasan Efendi, bu dikkate değer irticaliyle, yalnız tiyatrosunun durumunu kurtarmakla kalmamış, sahneye koyduğu tek karyolada güya derin bir uykuya dalmış ve rüyasındaki aşk macerasını seyirciye uyku halinde nakletmiş, böylece tiyatro irticalinin en güç olanında muvaffak olmuştu.

            Durum müzik sanatında da aynı olmakla beraber, bugünün ciddi tiyatrosunda tamamen sınırdışı bırakılan irticali, bir bestecinin veya bir virtüozun sanatında tatbiki, halen başlı başına bir meziyet sayılmaktadır. 18. ve 19. yüzyıllarda ise durum tamamen aksi idi. O devirlerde edebiyat da dahil olmak üzere, müzik ve sahne sanatlarında irtical en yüksek başarı sayılırdı. Hele müzik sanatında besteci virtüozlar için özel akademiler (konserler) tertip edilir, uzun süren bu icra seanslarında sanatçının, dinleyici önünde ansızın yarattığı eserler, saatlerce hayranlıkla takip edilir ve büyük sevgi tezahürlerine yol açardı. Fakat bu çeşit emprovizasyon [doğaçlama] konserlerinde dinlenen eserlerin ayrıca tespit edilememeleri ise kıymetli ilhamlardan çoğunun heba olmasını gerektirirdi. Nitekim Beethoven’in, zamanında Viyana’da tertip ettiği piyanolu irtical konserlerindeki emprovize buluşları, devrinin bütün sanat çevrelerini hayran bırakmıştır.

            Tiyatroya gelince: burada durum daha başka şartlara bağlı idi. Çünkü tiyatroda irtical, müziğin tamamen aksine olarak, tek kişiye değil, daha ziyade çok kişiye düşüyordu. Seyirci önünde çok kişinin irticali ise korkunç bir karışıklıktan başka bir şey olamazdı. Bununla beraber geçen yüzyıl içinde Paris’teki özel sanat çevrelerinden biri, tiyatroda irticali mümkün kılan bir teknik bulmuş ve daha çok mizah ayağından gelen bu tarzı, sahne sanatı için de değerlendirebilmişti. Paris’in bu dikkate değer çevresi, Georges Sand’ın köşkünde yapılan toplantılardı. Bu sanat toplantıları, Georges Sand’ın Paris civarında Nohant’daki villasındaki yapılırdı. Nohant toplantılarına, devrin ünlü edipleriyle [edebiyatçılarıyla] sanatçıları, bu arada Chopin, Liszt, Kontes d’Agoult da katılmakta ve köşkün bahçesindeki sahnede irticalen temsil edilen bir eseri, gene misafirler oynamakta idi.

            Nohant’daki tiyatro emprovizasyonları, belirli bir şemaya göre yapılırdı. Bu takdirde oynanacak eserin ana hatlarıyla şeması tespit edilerek sahnenin arkasına asılır, rolü olan sanatçılar, sahneye girişi çıkışı ve oyunun esas akışını vakit vakit bu şemadan takip ederek, belirli olaylar arasında geçen rollerini, sırf irticale dayanan konuşma, jest ve mimiklerle yaparlardı. Bu arada Chopin de piyanoda irticalen icra ettiği müzikle temsile refakat [eşlik] ederdi.

            Görülüyor ki irtical, bazı devirlerin sanatında esaslı bir icra faktörü olarak değerlendirilmiştir. Kaldı ki, Doğu ve Batı sanatında varlığını bugün bile az çok devam ettiren irticalin, hele folklorda oynadığı rol büyüktür. Batıda, irticalen beyit söyleyip türkü yakan saz şairlerinin Ortaçağdan bu yana nesli tükenmişken, Türk halk edebiyatında temel unsur olan irtical, Anadolu’muzda bugün bile bütün tazeliğiyle yaşamakta ve halk edebiyatına yeni örnekler katmaktadır. Esasen gerek halk, gerek divan edebiyatı geleneklerinde, irticalen yarışan şairlerimizle ilgili dikkate değer menkıbelerle karşılaşılmaktadır. Onun içindir ki, bugün irtical sanatı, hemen hemen sırf saz şairlerimize inhisar eden [sınırlı kalan] bir folklor esprisi olma önemini taşır.

            Batıda 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ciddi sanat çalışmalarında irticale kesin olarak yer verilmemesinin sebebini, kanaatimce, 19. yüzyıla mahsus bir sanat tarzı olan Romantizmin tükenmesinde ve sanata daha çok Rasyonalizmin hakim olmasında aramak gerekir. Bütün sanatlarda sırf his ayağından gelen Romantizm, irticali alabildiğine beslemiş ve irticalen icraya, Romantik müzik olağanüstü örnekler vermiştir. Birinci Dünya Harbinden sonra daha çok gerçek dünyaya yönelen sanatlar, bu arada bilhassa müzik sanatı, Romantik unsurla ilgisini büsbütün kesip, tam mânâsıyla Sürrealizme ve Abstraksiyona teveccüh  [yönelme] gibi, bu türlü eserlerin yaratış öncesi bir düşünce ve hazırlığı gerektirmesi de, bir ânın esprisi olan irticale sanatta artık yer verememektedir. Onun içindir ki irtical, günün sanat ruhu ile bağdaşamamaktadır. Bununla beraber irticalin yeni sanata hiçbir suretle uymayacağını iddia etmek de hata olur. Çünkü sanat, her şeyden önce, sanatçının yaratma gücünden beslenmektedir.