
Prof. H.v.Schmeidel raporu
Tercümenin bittiği
tarih: 27.6.1935
Perşembe
Orkestra hakkında rapor ve teklifler
Orkestra hakkındaki mütalâam da [düşüncem] tamamen Prof. Hindemith’in mütalâalarına istinat etmekte [dayanmakta] ve aynı gayeyi ihtiva etmektedir [içermektedir]. Yalnız burada benim fikirlerimi okuyacak olanların, daha evvelden Hindemith’in teklifleri hakkında malûmat elde etmiş olmaları lazımdır.
Avrupa’da dolaşmış Türkler bile, aynen buraya gelen Avrupalılar gibi, Orkestradaki disiplin noksanını [eksikliğini] hissetmektedirler. Esasen disiplin mefhumunun iki kısma, iki menbaa taksimi icabeder: bunlardan birincisi, umumi beşer [insan] disiplinidir ki, bu nevi disiplin, kültürel ehemmiyeti haiz olan Avrupa devletlerinde asırlardan beri din, siyaset ve cemiyet tarikiyle [toplum yoluyla] elde edilen bir terbiyenin neticesidir (hemcinsine karşı mesuliyet); ikincisi ise, ruhi ve sanattan mütevellit [doğan] bir disiplindir ki, bu da yüksek muvaffakiyetlerden [başarılardan] ve o muvaffakiyetleri taklit arzusundan neşet eder [gelir].
Burada kuvvetli ve bitaraf [tarafsız] bir otorite tesisinden maada [kurulmasından başka], Türk musikişinasının [müzisyeninin] hayatında da şahsi, beşeri [insanî] ve içtimai [toplumsal] tahavvüller husule getirmeden [değişimler oluşturmadan], hiçbir teşkilat ve sanat faaliyetinin devamlı bir surette muvaffak [başarılı] olmasına imkân yoktur. Orkestrada çalan veyahut münferiden [bireysel olarak] çalışan bir Türk musikişinası, kendi musiki meşgalesinin [uğraşının] bu memlekette sadece yüksek bir vazife olduğuna değil, bilakis en geniş kitlelerin kendi mesaisinden şükranla istifade edeceğine [yararlanacağına] ve faaliyetinin en ince noktasına kadar tetkik edileceğine kani olmalıdır [inanmalıdır].
Buraya, musikide tefevvük kabul etmez bir kabiliyetten maada [üstünlükte boy ölçüşülemez bir yeteneğin dışında], sabır ile de mahmul [sabır sahibi] olan Avrupalı bir orkestra şefinin angaje edilmesi zaruridir. Fakat bu meyanda [arada] Musiki Muallim Mektebi ile Konservatuvarın müstakbel [gelecekteki] sanat ve terbiye şefinin, aynı zamanda büyük konserleri tam bir kudretle idare etmesi, ve bu suretle sanat sahasındaki muvaffakiyetinin [başarısının], otoritesini de daima tasdik etmesi [doğrulaması] keyfiyetinin ehemmiyetle nazarı itibare [göz önüne] alınması lazımdır. Birçok sebeplerden temenniye şayan [dileğimiz] olan opera teessüs ettiği [kurulduğu] takdirde, tabiatiyle iki şefin mesaisine ihtiyaç hasıl olacaktır ki, bu hususta herhangi bir kıskançlık mevzuubahs [söz konusu] bile olamaz. Bu şeflerden birisinin, konserlerin yarısı ile mektebin idaresini, diğerinin de operanın idaresi ile konserlerin yarısını deruhte etmesi [üstlenmesi] lazımdır.
Opera tesis edilmedikçe -yani bugünkü vaziyet devam ettikçe-, iki yüksek Avrupalı musikişinas [müzisyen] ve orkestra şefini, aynı seviyedeki idare mevkilerinde bulundurmak suretiyle, sanat bakımından tatmin edebilmek çok güçtür. Yeniden çalışılması icabeden muhtelif programları havi [içeren] konserlerin adedi -evsafını [niteliklerini] tehlikeye düşürmemek için- ayda nihayet ikiye inhisar etmelidir [ikiyle sınırlanmalıdır]. Bu meyanda [arada] musikişinasların resmî olan diğer hizmetlerini de zikretmek [dile getirmek] lazımdır (Cumhur Reisi Gazi-Atatürk’ün ikametgâhlarındaki veya diğer ahvaldeki [durumlardaki] vazifeler).
Bundan maada [başka] her orkestra musikişinasının solist olarak veya Oda Musikisi için yetiştirilmesi de lazımdır. Bu suretle orkestra azalarının [üyelerinin] her birini ayrı ayrı çalıştırmak imkânı da temin edilmiş olacaktır ki, bugün böyle bir şey mevzuubahs [söz konusu] bile değildir.
Halk Evi tarafından sık sık tertip edilen müsamerelerde [gösterilerde], birçok şeyler meyanındaki [arasındaki] iyi bir Oda Musikisini da daima orkestra azaları veya konservatuvar muallimleri temin edebilirler. Konser maestrosu [konsertmayster] tarafından idaresi icabeden yaylı sazlar kuvartetinin yanında, daima hazırlanmış küçük bir ağız sazları birliği (divertimenti v.s.) ile piyanolu bir Oda Musikisi grubu hazır bulunmalıdır (Hindemith’in raporunda zikredildiği gibi).
Cazband hizmeti ve salon orkestrası:
Bilhassa sık sık icabeden gece hizmetlerinden dolayı (!), sırf eğlence musikisini temin için, ufak ve ayrı bir ansambl teşkili mümkün olduğu takdirde, daimi gece hizmetlerinin tevlit edeceği [neden olacağı] fazla yorgunlukla orkestra musikişinaslarının mutazarrır olmaları [zarar görmeleri] keyfiyeti bertaraf edilmiş olacağı gibi, kendilerinden beklenen idari ve müzikal bir disiplin de muhafaza edilmiş olacaktır. Bütün gece çalan bir kimsenin ertesi gün faal olmasına, kavrama ve çalışma kabiliyeti göstermesine imkan yoktur!!
Orkestradaki hizmet taksimatı [bölümü], en yüksek makamat [makamlar] tarafından bile bir mesai düsturu olarak tasvip edilmeli ve o suretle tanınmalıdır. Bu takdirde orkestrayı veya orkestranın her bir azasını şaşırtacak gece hizmetleri derhal akim [sonuçsuz] bırakılmalıdır. Şimdilik ayrıca bir caz ve salon orkestrası teşkiline imkân olmadığı cihetle, müteakip [bir sonraki] ay zarfında yapılacak olan ve sanata taallûk etmeyen [ilgili olamayan] faaliyet günlerinin her ayın 21’ine kadar bildirilmesi keyfiyeti, bütün alâkadar makamattan talep edilmelidir. Ancak bu suretle orkestra için bir vazife taksimi yapmak imkânı vardır.
Büyük konserler ile bunların provaları (!) ve tekrarları, -konser mevsiminin başında- değişmemek üzere tespit edilmiş olmalıdır. Aksi takdirde, turne vaziyetleri tadil edilemeyen Avrupa solistlerini de angaje etmeğe imkân yoktur. Orkestra ile alâkadar [ilgili] olan dört makamın, konser mevsimi başlangıcında, orkestra ile görecekleri işleri mufassalan tespit etmeleri [ayrıntılarıyla saptamaları] lazımdır. Bu dört makam şunlardır: Orkestra şefliği ile Maarif Vekâleti [Millî Eğitim Bakanlığı], Radyo ve Halk Evi (Orkestranın diğer şehirlerde konser vermesi mevzuubahs [söz konusu] olduğu cihetle, bu makamat meyanına [arasına] Halk Evleri Umum Müdürlüğü de dahildir). Mezkûr [adı geçen] makamlar arasında, bu husustaki teknik işleri daima orkestranın sanat şefliği ile hal edecek bir komisyon da teşkil edilmelidir.
Ahval ve münasebat [durumlar ve ilişkiler] esaslı bir surette tetkik edildiği takdirde, Orkestranın sanat şefliği için ancak aşağıdaki imkânların mevcut olduğu görülür: Avrupa’dan orkestra şefi, konservatuvar müdürü ve teşkilatçı olarak celp edilmesi icabeden [getirilmesi gereken], fazla tecrübe ve vukuf [bilgi] sahibi bir sanatkârın, memleketteki bütün musiki hareketlerinin başına geçmesi lazımdır. Onun yanına verilmesi lazım gelen bir ikinci orkestra şefi de, prova işlerinin bir kısmı ile mektep orkestra ve korosunun idaresini, hatta konserlerin tamamen popüler [halka açık] bir surette tekrarlarını ve gene popüler müsamerelerin [gösterilerin] bir kısmını deruhte etmelidir [üstlenmelidir]. Bu ikinci orkestra şefi, aynı zamanda idari işlerle de meşgul olmalı, ve mutlaka Türk memurlarla teşkili icabeden [oluşturulması gereken] bir musiki bürosunu idare etmelidir ki, musikiye ait bütün işlerle, bilumum idareye müteallik hususatın [yönetimle ilgili her konunun] ve nihayet program tab’ı [basılması] ve saire gibi şeylerin bu büroda tedvir edilmesi [yönetilmesi] lazımdır. Yukarıda zikredilen musiki heyetinin bütün arzuları da bu büroda toplanmalıdır. Bu suretle musiki unsurlarının plansız olarak oraya buraya dağılmaları ve hatta bugünlerde sık sık vaki olduğu [gerçekleştiği] gibi, orkestranın birçok yerlerden aynı zamanda istenmesine mümasil [benzer] hadiselerin de önüne geçilmiş olacaktır. Bu büro muntazam bir surette çalıştığı takdirde, yeni gelen şef, musiki işlerini -opera tesis edilinceye kadar- tatbiki ve idari [uygulama ve yönetim] bakımlardan tek başına idare edebilir. Elverir ki, bu zat orkestra şefliği ile mektepçiliği nefsinde cem etmiş [kendisinde birleştirmiş] olsun. Musiki Muallim Mektebi ve Konservatuvar için teklif edilen esaslar ve yeniliklere göre işlemesi icabeden tekmil [tüm] mektep faaliyetinin, -çalışkan bir adam olması icabeden- şef tarafından orkestra idaresinin de mutlaka deruhte edilebilmesini [üstlenilmesini] temin edebilecek bir surette tanzim [düzenlenmesi] ve hülâsa edilmiş [özetlenmiş] olması lazımdır. Aksi takdirde bu zatın orkestra idaresini deruhte edebilmesine imkân yoktur.
Mektep ve Konservatuvar müdürünün ziyadesiyle [fazlasıyla] meşgul olduğu imtihan [sınav] haftaları esnasında, birinci sınıf konser dirijörlüğü [orkestra şefliği] yapabilecek ayrıca bir opera şefi Ankara’da mevcut olmadığı takdirde, büyük şefleri de misafireten [konuk olarak] davet ve angaje etmek mümkündür Yukarda zikredilen ikinci orkestra şefi, orkestra azalarının [üyelerinin] -konser maestrosunun [konsertmaysterin] emrine amade olmadıkları müddetçe- Oda Musikisi etüdlerini de idare etmelidir. Her nevi musiki işlerinin ve hatta en ufak musiki hazırlıklarının bile mutlaka baş şef tarafından kontrol ve tetkik edilmesi icabeder.
Aynı zamanda iki müdürün birden tayini icabettiği takdirde, her ikisinin de vazife ve salâhiyet hudutlarının, konturat akt edilmeden evvel [sözleşme yapılmadan önce] behemehal tesbit edilmesi [kesinlikle saptanması] lazımdır. Yukarda da zikredildiği gibi esas vazifesi orkestraya inhisar eden [sınırlı olan] şef, her şeye rağmen opera planını bizzat tatbik etmelidir. Gerek konser programlarının tesbiti [saptanması], gerekse musiki sahasında yapılacak olan bütün terbiyevi hareketler, esasen Türk halkında mevcut olan iyi görüşleri yükseltecek bir surette cereyan etmeli ve bütün bu faaliyetler, Almanlardaki -ne de olsa istikbal için şayanı temenni [dileğimiz] olan- yeni güzellik mefhumuna [kavramına] şimdilik pek de itba etmemelidir [bağlı olmamalıdır]. Musikiye ait program ve metodlar, kıymetsiz şeylere yer vermemek şartiyle, romantik eserlerle Slav parçalarını ihtiva edebilir [içerebilir]. Bununla beraber Türkiye’nin, bugünkü Orta Avrupa musikisine varmak için, evvela Romantik üzerinden sapa bir yol kat etmesine de tabiatiyle hacet [gerek] yoktur. Böyle bir yol, Türkiye’ye pekalâ bağışlanabilir!
Orkestra azaları her gün iki vazifenin ifasıyla mükellef [yerine getirilmesiyle yükümlü] olmalıdırlar: Bu vazifeler ise, bir orkestra ve bir oda musikisi provası, yahut bir orkestra provası ve ders saatleri, yahut ders saatleri ve oda musikisinden ibarettir. Konser günleri öğleden sonra vazife olmamalıdır. Tam senfonik bir konser için icabeden general [genel] prova, normal olarak ya konser günü öğleden evvel, yahut da nihayet konserden bir gün evvel yapılmalıdır. Müdüriyet tarafından emredilen radyo ve gramofon dinleme saatleri de vazife mahiyetinde olmalıdır. Koro ile birlikte olan general provalar, mektep faaliyetini haleldar etmemek [bozmamak] için, konserden bir akşam evvel yapılmalıdır. Herhangi bir musikişinastan, günde ancak beş saatlik bir mesai beklenebilir. Bu müddete ayrıca prova ve konserden evvel yapılması icabeden saz akordu ile el alıştırma talimleri için de asgari daha bir çeyrek saatin, veya en doğrusu yarım saatin ilavesi zaruridir. Şayanı hayrettir ki [ne gariptir ki], halen orkestrada böyle bir mesai mevzuubahs [sözkonusu] bile değildir (orkestra disiplini hakkındaki tekliflere müracaat).
Disiplin meselelerine dair teklifler
Bütün orkestra azalarına, iş ve emek veren Devletin, kendilerini kanunen her gün daha fazla meşgul etmek salâhiyetini de haiz [yükümlülüğüne de sahip] olduğu, resmî tamimle anlatılmalıdır. Mesela günde 8 saatlik bir mesai gibi! Fakat musiki hizmetinin asabı her şeyden fazla yorması karşısında, Devlet musikişinası himaye için, günlük talim vazifesini 5-6 saat olarak kabul etmektedir. Mektepte muallimliği olmayan orkestra azaları, konser olmayan günlerde, orkestra provasından maada [başka] (bilhassa prova olmayan yarım günlerde) Oda Musikisine, yahut musiki işleri baş şefi tarafından lüzum gösterilen ansambl talimlerine, prensip itibariyle iştirak etmelidirler. Bu meyanda [arada] kor kuvarteti, trompet triyosu, pozon veya tuba eserleri talim ettirilebilir. Tahta ağız sazları için bilhassa polifonal [çoksesli] eserler, tahta ve madeni ağız sazları için de koralli cümleler intihab edilmelidir [seçilmelidir]. Bugün orkestrada ne Linear [çizgisel] bir tarz, ne de armonik bir grup hissi mevcuttur (rölatif bir entonasyon). Orkestra azalarına, ya orkestra binasında yahut da Musiki Muallim Mektebinde, hiç olmazsa kontrol imkânı olan, bir yalnız çalışma saati tanzimi çok muvafıktır [düzenlenmesi çok uygundur].
Musiki Muallim Mektebinde yahut Konservatuvarda muallimliği olan orkestra musikişinasları, -yani içlerinde en iyi olanları- ders olmayan yarı günlerde, haftada 1-2 defa Oda Musikisi ile meşgul olmalıdırlar.
İyi bir orkestra terbiyesi için esas düşünceler: Mesela yaylı sazcılar arasından, her partinin arzu edilen bir musikişinasını almak suretiyle, her pasajı ve her eseri derhal çalabilecek kabiliyette bir kuvartet [dörtlü] veya küvintet [beşli] teşkil edilebilir [oluşturulabilir]. Bu usûlü, -koroya teşmil etmek suretiyle [koroyu kapsayacak şekilde]- Musiki Muallim Mektebi talebesi için de tatbik etmek mümkündür.
Orkestra sazları, enstrüman ustası ile gayet sıkı temasta bulunmalı, ve onun gösterdiği şeyleri aynen yapmalıdır. Enstrüman ustası bütün sazları, yeni konser mevsimi için tamir ettikten sonra, onun tavsiyelerine riayet etmemek [uymamak] yüzünden, vukua gelecek [oluşabilecek] her nevi hasar, musikişinasa tazmin ettirilmelidir (maaşından kesmek suretiyle).
Musikişinaslar, prova veya konserlerin başlamasına yarım saat kala toplanarak, sazlarını akord etmeğe ve çalınacak şeylere ellerini alıştırmağa başlamalıdırlar.
Hastalıktan mütevellit [doğan] mazaretler için, doktor raporu ibrazı [gösterilmesi] mecburi olmalıdır. Aksi takdirde maaştan kesmek suretiyle tecziye [cezalandırma].
Mazeretsiz namevcutlarla çok geç gelenlere de, hiçbir şeyi nazarı itibare [göz önüne] almadan para cezası tatbik edilmelidir.
Muhtelif eserlerin, muhtelif şekillerde enstrüman tarz ve tertibine malik olmaları yüzünden, ekseriya birkaç musikişinas atıl [boş] kalmakta ve bu hal onlara bazen tam, bazen de yarım serbest gün bahşetmektedir. Böyle günlerin talime yahut da Oda Musikisine hasredilip edilemeyeceklerinin de tetkik edilmesi lazımdır. Böyle işi olmayan orkestra azaları, nota kopya etmek (parti kopya etmek) hususunda da istihdam edilebilirler.
Giyinme meselesi de, umumi konserlerin karakterine göre yeknesak [bir örnek] olarak hal edilmelidir. Halen musikişinaslar, mesela Halk Evindeki konserlerde koyu ve açık renk giyinmek suretiyle karışık olarak isbati vücut etmektedirler [hazır bulunmaktadırlar].
Orkestra şefinin selamlanması: Burada bilhassa İtalyan tarzı tavsiyeye değer: Bu tarza göre, gerek provada, gerekse konserlerde, şef sahnede (podium) görünür görünmez, bütün orkestra azaları ayağa kalkmak suretiyle şefi selamlarlar ve usûle göre derhal prova başlar. Bundan maada [başka] şefin, akordların kusursuz bir surette yapılmış olmasına da kanaat hasıl etmesi lazımdır ki, bu işe de yalnız orkestranın Konser Maestrosu [konsertmayster] nezaret etmek vazifesiyle mükelleftir [yükümlüdür].
Bir konser bittikten sonra ve hatta umumi bir istirahatten evvel, Şef tarafından konser maestrosuna icabeden talimat verilinceye kadar, hiç kimse orkestrayı terk etmemelidir. Orkestra azalarından biri, konser esnasında yapmış olduğu bir hatadan dolayı, konser bittikten sonra şefden af dilemelidir. Burada, hafta içinde herhangi bir günün tamamen serbest olması keyfiyeti (bugüne kadar pazar ertesileri), şimdiye kadar hiçbir Avrupa orkestrasının elde edemediği ideal bir vaziyettir. Bahusus [bilhassa] ilerde, bir gün evvelki pazarın halka tatil günü olarak tahsis edileceğine göre, pazartesi günlerinin orkestra için serbest bir gün olarak muhafazası şayanı temennidir [dileğimizdir]. Müstakbel mesai programında, orkestra için ayrıca serbest bir gün tesbit edilemediği takdirde, her musikişinasa haftada bir serbest gün tahsisi daha münasiptir. Bu ciheti musiki komisyonunun dahi aylık programlarda nazarı itibare [göz önüne] alması lazımdır! Orkestraya yeni tayin olunan musikişinas ve meslekdaşların her hususta iyi misal olmaları karşısında, mazeretsiz namevcutlar da tedricen [yavaş yavaş] zail [yok] olmalıdır . Aksi takdirde para cezasının tatbiki zaruridir.
İzin: Her musikişinasa senede hiç olmazsa dört hafta mezuniyet [izin] verilmesi lazımdır. Avrupa’dan gelecek sanatkârlara ise, yaz mevsiminde mevcut olan imkânlar nisbetinde daha fazla mezuniyet verilmelidir. Orkestra azalarına, yaz mevsiminde herhangi bir sayfiyeye gidebilmek üzere (Boğaz İçi v.s.), Demir Yollar İdaresinden serbest seyahat bileti temin edilmelidir.
Yaz hizmeti: Sırf Ankara’nın ihtiyaçlarını nazarı itibare [göz önüne] alarak, halen mevcut olan orkestra ile, bir takım kıymetsiz ansambller vücude getirmek imkânı da vardır. Halbuki, bunun yerine, Devlet Orkestrasının bir kısmı ile teşkil edilecek olan bir kür [eğitim] orkestrasını, 2inci şefin idaresinde herhangi bir sayfiye yerine göndermek daha münasiptir. Aynı orkestra, gelecek sene ile müteakip [daha sonraki] senelerde de, gene kür orkestrası olarak Avrupa sayfiyelerine gönderilebilir.
Enstrüman tamir ustası: Evvelce de söylendiği gibi, orkestra sazlarının tamiri için, derhal bir enstrüman ustası gelmeli ve bu usta, tekmil ağız sazları ile yaylı sazları ıslah için icabeden bütün tamir vesaitini [araçlarını] Devlet nam ve hesabına birlikte getirmelidir. Bu zatın, mektep ve orkestra enstrümanları için bir sene müddetle lazım gelen materyeli beraberinde getirmesi daha muvafıktır [uygundur].
Enstrüman ustasının lüzumsuz yere İstanbul’da tutulmaması için, bu husustaki gümrük muamelatının, daha evvelden -münakaşayı mucip olmayacak [gerektirmeyecek] bir surette- hal edilmesi lazımdır. O halde bu ustayı Ankara’ya celp eden [getirten] makamat [makamlar] tarafından, seyahatin başladığı mahalde ambalajı yapılarak kurşunla damgalanması icabeden malzemenin bir listesinin, buradaki gümrük idaresine evvelden gönderilmesi daha muvafıktır. Bu suretle alınacak gümrük rüsumu [vergisi] hakkında, gümrük idaresi ile vaktinde anlaşmak imkânı da elde edilmiş olur. Aksi takdirde enstrüman ustasının, Ankara’da süratle vazifesine başlamasına imkân yoktur. Enstrüman ustası, mektepte veya orkestra binasında ikamet etmeli, ve atölyesini de bu binaların birinde kurabilmelidir. Bütün bunların tabiatiyle Devlet hesabına yapılması lazımdır. İhtimal [belki de] bu hususta icabeden teknik vesaitin, bidayette [başlangıçta] inşaat mektebinden de temini mümkündür (Gazi Enstitüsü). Bu usta enstrümanların vaziyetini derhal tetkik ederek, tekmil [bütün] aletleri ne zamana kadar tamir edebileceğini kat’i olarak bildirmelidir.
Bu ustaya, ilerde kendisi için malzeme sipariş edecek ve bu husustaki gümrük muamelatını en kısa yoldan hal edecek olan herhangi bir merciin, daha evvelden gösterilmesi lazımdır. Esasen bütün bu işler, ilerde teessüs edecek [kurulacak] olan Musiki Bürosu tarafından yapılacaktır. Fakat bu ustanın, şimdilik o idareden o idareye koşmak suretiyle vakit zayi etmemesi [kaybetmemesi] için, hakikaten müracaat edebileceği bir merci olmalıdır.
Enstrüman ustası, 8 saatlik mesai zamanını, yaz mevsiminde akşam ve gece saatlerine de hasredebilmelidir.
Bu ustaya yaz mevsimlerinde, -hatta mubayaa [satın alma] hususunda- 4-6 hafta müddetle mezuniyet [izin] verilmelidir. Fakat bu mezuniyetin, daima mevsim sonlarında yapılan umumi tamirlerden sonra verilmesi lazımdır. Bu mezuniyet, konser mevsiminin ve mektebin başlangıcından 2-3 hafta evvel nihayete [sona] ermelidir. (O zaman enstrümanların bir kere daha muayeneden geçirilmeleri icabeder.) Enstrüman ustası, aynı zamanda piyano mütehassısı [uzmanı] ve tamircisi olmasa bile, hiç olmazsa piyano akord ederek ufak tamirleri de yapabilmelidir. O halde piyanoları ıslah için, 2-3 ay müddetle ayrıca bir piyano tamircisinin celbi muvafıktır [getirtilmesi uygundur]. Bu ustanın da icabeden malzemeyi beraberinde getirmesi lazımdır (bu husustaki gümrük meseleleri, aynen yukarda söylendiği gibi evvelden hal edilmelidir).
Enstrüman ustasının, konser mevsiminde aletleri her gün provadan evvel ve hatta sonra muayene etmek suretiyle, her enstrümanın icra kabiliyetini kontrol etmesi lazımdır. Bu ustaya, tali [ek] kazanç temini yolunda da kolaylık gösterilmeli ve bu hususta kendisine müsaade edilmelidir.